Türk tarihi içerisinde göçün önemli bir yeri vardır. Bu göçler iki türlü olmuştur: Birincisi; Osmanlı Devleti'nin kuruşundan itibaren yapılan fetihler nedeniyle Anadolu'nun dışına doğru yapılırken, Osmanlı Devleti'nin sınırlarının daralmasına parelel olarak bu defa Anadolu'ya yapılan göçlerdir. Bu göçmenlere "muhacir" denilmektedir.İkincisi ve bu kitaptaki çalışmanın ana konusunu teşkil eden göçler ise, işgale uğrayan bölgelerde bulunan MüslümanTürk ahalinin, işgale uğramamış bölgelere doğru yaptığı zorunlu göçlerdir. Bu göçmenlere ise "mülteci" denilmektedir. Birinci Dünya Savaşı'nda Rus işgali altına giren Vilayatı Şarkiyye'den ve savaş sonrası Yunan işgaline giren Vilayatı Şarkiyye'den ve savaş sonrası Yunan işgaline giren Aydın Vilayeti'nden yüz binlerce MüslümanTürk ahali yaşadıkları yerleri terk ederek Anadolu'nun işgale uğramamış bölgelerine dağıldılar. Bu insanlar, tarihin kaydettiği en olumsuz şartlarda yaşamak zorunda kaldılar.Memleketlerinin işgalden kurtuluşu ile beraber dönüşe başlayan bu mültecilerin yollarda ve döndükleri memleketlerinde yaşadıkları ise ayrı bir insanlık dramıdır. Bu göçler ve dönüşler esnasında yaklaşık iki milyonun üzerinde MüslümanTürk ahali yok olmuştur. Bu kadar büyük ölçekte kayıpların verildiği mülteci meselesi, sadece gerçekleştiği dönemde değil, günümüzde de ciddi etkiler yapmıştır. Öncelikle, göç eden mültecilerin büyük bir kısmı memleketlerine dönerken, bir kısmı da gittikleri yerlerde değişimlere sebep olmuştur. Bu diğer etki ise, bu mültecilerin göç yollarında kaybettikleri yakınları nedeniyle günümüzde hissedilenlerdir. Bugün Anadolu'nun değişik bölgelerinde yaşayan insanların büyük kısmının, bu göçlerde yok olan yakınları ile ilgili anlatacakları bir şeyler mutlaka vardır. Aradan geçen bunca yıl, bu acıları unutturamamıştır. Son olarak da, Ermeni meselesi nedeniyle gündeme gelen Ermeni kayıplarının yanında, aynı coğrafyada yaşayan ve çok büyük sıkıntılara maruz kalarak büyük kalarak büyük kayıplar veren MüslümanTürk ahalisinin yaşadıklarını tarihe bir not alarak düşmek açısından önem arzetmektedir.