Şaka Değil Dada
Nakş-i sun’un remz eder hüsnünde rü’yet perdesi
Hâce-i hükm-i ezeldendir hakîkat perdesi
Of Hay Haak!
Nâdânlar eder sohbet-i nâdânla telezzüz
Dîvânelerin hem-demi dîvâne gerektir
Her hâli lâtif, etvârı zarîf bir yâr-i dadakâr olsa, oldukça linguistik, göstergebilim, edebiyat teorisi bilse, biraz fenn-i mûsikîden biraz da şiirden anlasa, muhabbete başlasak, o söylese ben dinlesem, ben söylesem o dinlese, böylece huzzâr-ı kirâm safâ-yâb olsa. Efendim, bu sayıda da Mevlâm işimizi rast getire!
Yâr, bana bir eğlence!
Bu sayıda yeni bir bölüm açtık: Dadaruhi... Kısmet olursa sonraki sayılarda da sürdüreceğimiz bu bölümü edebiyat ortamına bayram şekeri olarak hediye ediyoruz. Her ne kadar birileri “bayram değil, seyran değil, bu ne şekeri ayol?” diyecek olsa da biz istedik ki bayram olmasa dahi okuyucu biraz olsun gülümsesin, yani o pek aziz okuyucunun ağzı tatlansın, beynine kan gitsin. Tabii her okuyucunun Dadaruhi’ye benzer tepkiler vermeyeceği muhakkak. Kimilerinin ister istemez kaşları çatılacaktır, kimileri de sayfalara boş boş bakacaktır. Ya da o kıymetli okuyucudan beklediğimiz gülümseme, bir küçümseme olarak bize geri iade olacaktır. Öyle ya da böyle amacımız, ne insanları kahkahalara boğmak, ne onları öfkeden çatlatmak, ne de gündemi temel meselelerin dışına çıkarmak. Ayrıca, Dadaruhi’yi dergi içinde merkezcil bir yere yerleştirmediğimizi, öte yandan onu hafife alınacak bir şey olarak da tasarlamadığımızı söylememiz gerekir. Bölümün sürekli editörlüğünü Paşa Gönlüm yürütecek.
Bu sayının şairleri Serkan Işın, Cem Kurtuluş, Vural Kaya, Emre Öztürk, Yavuz Altınışık, Evren Kuçlu, İdris Ekinci, Enes Özel, Musab Kırca, Özgür Balaban, Mustafa Celep, Atakan Yavuz, Bülent Keçeli ve Hakan Şarkdemir.
Okuyucunun kulağına doğru "karagöz olmak" hakkında fısıldayan Serkan Işın, Karagöz'ün yayın hayatını ve dergiciliğin kimyasını anlamaya çalışıyor. Işın'a göre "karagöz olmak" dergilerin ve şairlerin kendi iddialarının gerisinde kalmamalarını sağlayacak, gözü pek bir durum.
Zamanın ruhunu kavrayabilen eleştirmenleri mum ışığı ile ararken, İdris Ekinci, Hüseyin Cöntürk'ün eleştiri pratiğini bize hatırlatıyor. İzlenimci eleştirinin büyü bozumunu kuramla ve bilimle sağlayan Cöntürk'ü yeniden kavramaya çalışmak için iyi bir fırsat Ekinci'nin yazısı.
Evren Kuçlu, "Acemiliği İstismar" denemesinde, usta ile çırak ayrımlarında, "çırak" ile ustanın çıkarları arasındaki gerilimin artmasından duyulan endişeyi dillendiriyor. Kuçlu, ucu reklam yapmaya ya da reklam etmeye kadar varan bu tuhaf ilişkileri okuyucunun dikkatine sunuyor.
Son yıllarda alevlenen ve korkunç bir hayalet gibi çoğu eski kuşak şairi/yazarı ürküten Batılı eniştemiz "deney"in hallerini Murat Üstübal, dada üzerinden inceliyor. Postmodern-modern arasındaki gerilimlerin ortasında, günümüz tartışmalarına vakıf olmak isteyen okuyucu için bir imkân daha Üstübal'ın yazısı.
Geçen sayımızda bir hikâyesiyle aramıza katılan Berşan Durmuş bu sayımızda da “Garip Şiiri Hiç Garip Değil” başlıklı hikâyesiyle Temaşa’da. Ara Fasıl Suvare ve Matine’de Yavuz Altınışık’ın kaleminden “Dogville”, Ara Fasıl Kitap’ta Bülent Keçeli’nin kaleminden Murat Üstübal’ın yeni kitabı Kırbozumu var. Yavuz Altınışık, Osman Özbahçe, Vural Kaya, İdris Ekinci ve Ümit Savaş Taşkesen’in hazırladığı Kıraathane bölümümüz gene dopdolu.
Her ne kadar sürç-i lisân ettikse affola! Bu seferlik de bu kadar...
Çakçıvancı çakçıvan
Aç kapıyı çakçıvan
Bahçene pırpızlar geldi
Aç kapıyı çakçıvan
KARAGÖZ