“Kuyruksuz Tilki”
Bölersem üç çıkar, toplarsam tilki
Of hay Hak!
Etvârı zarif, elfâzı tatlı, eşrardan uzak bir yâr-i vefâşiâr olsa, geliverse şu dört guşe eyvan üzre kadem bassa, o bildiklerinden söylese ben dinlesem, ben söylesem aziz kari dinlese. Bizi temâşâya tenezzül buyuran zevât-ı kirâm safâyâb olsalar... Diyelim evveliyle ve ahîriyle işimizi Mevlâm rasgetire!... Yâr bana bir eğlence meded!...
Aman bana bir eğlence meded!...
Bi-hamd-illâh kuruldu bezm-i hâs-i şevkete perde
Bu bir mir’ât-ı ibrettir bulunmaz misli bir yerde
Ramazan-ı şerîfleriniz hayırlar olsun!
Düzenbaz tilkilerin kuyruğu kopsun!
Öyle ya...
Bir tilkinin kuyruğu kapana sıkışıp kopuvermiş; tilki öyle utanmış ki: “Artık yaşamak bana haram oldu! Herkesin içine böyle nasıl çıkarım?” diye düşünmeye başlamış. Düşünmüş, düşünmüş, aklına bir çare gelmiş: “Öteki tilkiler de kuyruklarını kessinler, hiçbirinin benden farkı kalmasın!” demiş. Bütün tilkileri başına toplamış, onlara öğüt vermiş: “Bu koca kuyruğu arkanızda ne diye taşırsınız? Hem ağır, hem de çirkin... Hiçbir faydası yok. Kesip atıverin!” demiş. Ama içlerinden biri söz almış: “Haydi sen de! Bir çıkarın olmasa bize böyle öğüt mü verirsin!” demiş.
Manifestosuz şairler ile kuyruksuz tilkiler arasında bir benzerlik kurulabilir. Şöyle ki: Kuyruk = Tilki, Manifesto = Şair. Tilki uzunluğu, kuyruğun uzunluğuna eşittir. Yani şairden manifestoyu çıkardığımızda geriye bir şey kalmıyorsa, şair manifestosu kadar şairdir. Bu işlemin sağlamasını yapmak için şairlere sorduk. Serkan Işın, Bülent Keçeli, Cem Kurtuluş,Utku Özmakas, Baki Ayhan T., Murat Üstübal cevap verdiler. Ayrıca, Osman Özbahçe, Yavuz Altınışık, Enis Akın, Ercan Yıldırım, Hilmi Çakoğlu ve Serkan Işın ile birlikte konuyu etraflıca tartıştık.
“Manifestosuz Şiirler” ile ilgili notumuzun bilgisayarda oluşturulma tarihi 06 Ağustos 2007. Daha öncesinde yayımlanmış bazı yazılar varsa da, Necmi Selamet’in hazırladığı Şiirimizde Manifestolar adlı kitap henüz bu tarihte yayımlanmış değildi. Dosyayı ilân ettiğimiz sayımızın (Karagöz 1, Şubat – Mart 2008) çıkış tarihinden bugüne dek birçok dergide konu çeşitli vesilelerle tartışıldı. Biz de yazılıp çizilenleri ilgiyle izledik. Bu ve benzeri tartışmaların belli dar çevrelere sıkışıp kalmaması olumlu birşey sayılmalıdır. Hiç değilse edebiyatımızın canlanmasına vesile olabilir diye düşünebiliriz.
Evren Kuçlu, Enes Özel, Berk İybar, Zeynep Arkan, Vural Kaya, Yavuz Altınışık, Oğuz Karakaş şiirleriyle, Hande Koçak ise hikâyesiyle aramızda. Ara Fasıl’ımızda bu kez sinemaya ağırlık verdik: Ali Görkem Userin ve Yavuz Altınışık Türk sinemasının son dönemde konuşulan iki filmi üzerine yazdılar.
Ercan Yıldırım, İsmet Özel’in şöyleşilerinin yer aldığı yeni kitabı Toparlanın Gitmiyoruz üzerine yazdı. Evren Kuçlu ise, Aslı Serin’in bu benim.zip adlı şiir kitabını değerlendirdi. Tüm bunları ve diğerlerini ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.
Eh bizden de bu seferlik bu kadar…
Her ne kadar sürç-i lisân ettikse aff ola!
Ya Hacıcavcav...
Tilki tilki saatın kaç!
KARAGÖZ